Tescid ne demek ?

Berk

New member
Tescid Ne Demek? Bir Hikaye, Bir Anlam

Merhaba forumdaşlar,

Bugün sizlerle, belki de çoğumuzun çok duyduğu ancak tam olarak ne anlama geldiğinden emin olmadığı "tescid" kelimesiyle ilgili bir hikaye paylaşmak istiyorum. Bu kavramı, hayatın içinde bir kez olsun anlamını derinlemesine sorgulamış olanların daha iyi anlayacağına inandım. Hikayemizi anlatmaya başlamadan önce, şunu söylemek isterim: Hayat her zaman bize, sadece kavramlar değil, insanların yaklaşımları üzerinden de dersler verir. Bunu yaşadıkça daha çok fark ediyorum.

İşte tescid kelimesiyle ilgili anlam arayışımda bulduğum bir hikaye. Belki de bu hikaye, hepimizin farklı bakış açılarıyla hayatı nasıl ele aldığınıza bir ışık tutar.

Hikayenin Başlangıcı: Bir Kavram, Bir Çatışma

Bir kasabada, iki farklı bakış açısına sahip iki insan vardı. Birisi Hasan, diğeri ise Zeynep’ti. Hasan bir işadamıydı; stratejik düşüncelerle ilerleyen, her zaman çözüm odaklı bir adamdı. Zeynep ise, doğasında empati ve anlayış barındıran, duygusal ve ilişkisel bir insan olarak tanınıyordu. İkisi de hayatlarında, her ikisinin de unuttuğu bir şey vardı: Tescid.

Hasan, işini çözüme kavuştururken insan ilişkilerini çoğu zaman göz ardı ederdi. Çünkü ona göre, bir problemi çözmek, insanlar arasında kurulan duygusal bağlardan çok daha önemliydi. Zeynep ise, insanları anlamak ve ilişkilerinde huzuru sağlamak adına her zaman empatik bir yaklaşım sergilerdi. Ancak, bazen Zeynep, hayatındaki bazı şeylerin üstünü örtmek veya bastırmakla, acıların geçici olarak yok olacağını sanıyordu.

Bir Gün Tescid Edilen Bir Şey: Gözlerindeki Hüzün

Bir sabah, Zeynep’in gözlerinde bir hüzün vardı. Hasan, ona ilk defa dikkatle baktı. Sadece Zeynep’in gözlerinde bir şeylerin eksik olduğunu fark etti. Ama hemen çözüm odaklı düşünerek, “Bir sorun mu var?” dedi. Zeynep başını salladı. “Hayır, sadece biraz düşündüm. Her şey yolunda,” dedi, ancak gözlerinden dökülen bir şey vardı. Hasan buna kayıtsız kalmak istemedi. Bir şekilde Zeynep’in üzgün olduğunu hissetmişti ama bu konuda ne yapması gerektiği konusunda tereddüt ediyordu.

Hasan, Zeynep’in üzüntüsünü anlamadan duramayacağını biliyordu ama bir şeyler yapmalıydı. Her zamanki gibi mantıklı bir çözüm önerisiyle yaklaşmayı düşündü. Ama Zeynep’i biraz daha tanıyınca, onun sadece “çözüm” istemediğini fark etti. Zeynep, birinin ona sadece “problemi çöz” demesinden çok, içindeki duyguyu anlamasını istiyordu. İşte tescid burada devreye girdi.

Zeynep, bir zamanlar geçirdiği bir kaybı, hayatındaki eksiklikleri, bir türlü yüzleşemediği bir acıyı içten içe bastırmıştı. Bu acı, tescid edilmişti. Yani, Zeynep onu tam anlamıyla kabul etmemiş ve duygusal anlamda bu acıyı örtbas etmişti. Hasan, bunun farkına varmakta zorlanıyordu. Çünkü o, bu tür duygusal bir yükü anlamadıkça, tescidin ne anlama geldiğini hiç düşünmemişti.

Tescid, Bir Kabullenme Süreci

Bir gün, Zeynep’i tanıyan biri ona şöyle dedi: “Tescid ettiğin şeyler, bir zaman sonra seni hüsrana uğratabilir.” Zeynep, ilk başta ne demek istendiğini anlamadı. Ancak zamanla, tescid edilen duygularının, ona sürekli bir ağırlık ve huzursuzluk getirdiğini fark etti. Tescid, sadece bir şeyi yok saymak, üstünü örtmek değilmiş. Aksine, bir şeyi kabul etmek ve onunla barış yapmak demekmiş.

Zeynep, zamanla duygusal olarak bu tescidi kaldırmaya karar verdi. Acısını, kaybını, korkularını kabul etti. Bu kabullenme süreci, ona hem güç verdi hem de acıyı geçici olarak bastırmak yerine onu yaşaması gerektiğini öğretti. Hasan ise Zeynep’i izlerken, bir şeyi fark etti: Çözüm sadece başkalarına ne yapması gerektiğini söylemekle gelmezmiş. Bazen, çözüm, insanın içindeki acıları kabullenmesinden geçermiş. Tescid edilen her duygu, her anı birikir ve en sonunda onları serbest bırakmak gerekir.

Sonuç: Tescid ve Kabullenmenin Gücü

Hasan, Zeynep’in sürecini izlerken, bir çözüm önerisiyle yaklaşmadığı için mutlu oldu. Çünkü bazen bir problemin çözümü, o problemi yok saymaktan değil, onu doğru şekilde anlamaktan geçermiş. Tescid etmek, bir şeyin üzerini örtmek demekti ama Zeynep sonunda öğrendi ki, bir şeyi kabullenmeden, onu çözmek imkansızdır.

Forumdaşlar, belki de hayatımızdaki bazı şeyler tescid edilmiştir. Ne bileyim, bir kayıp, bir hayal kırıklığı veya başarısızlık. Ama belki de bu tescidi kaldırmanın vakti gelmiştir. Tescidin ne olduğunu hepimiz farklı şekillerde yaşayabiliriz ama esas olan, onu fark etmek ve kabul etmek değil mi?

Bu hikayeyi paylaşmamın amacı, hepimize bir hatırlatma yapmak. Tescid, sadece bir kelime değil, hayatın içindeki tüm acıların, korkuların ve kayıpların üstünü örtme biçimidir. Belki de biz de tescid ettiğimiz şeylere bir göz atmalıyız. Ne dersiniz, siz ne tür tescid edilmiş duyguları açığa çıkarmak istersiniz? Yorumlarınızı ve hikayelerinizi merakla bekliyorum.

Sizlerin düşünceleri, bu hikayenin anlamını daha da derinleştirebilir.
 
Üst