C vitamini suda çözünebilen bir vitamindir. C vitamini ( askorbik asit) dünya üstündeki en tartışılır tahminen de yanlış anlaşılan bir vitamindir. Cvitamini kanımızdaki tahminen de en tesirli antioksidandır. Ayrıyeten suda çözünen vitaminler içerisinde en az stabil olanıdır. Beşerler C vitamini üretemezler. YAskorbik asit bu niçinle beşerler ve birtakım primatlarda esansiyel yani dışardan alınması gereken bir vitamindir. Öbür memeliler ve bitkiler D-Glukozdan , glukuronik asit üzerinde c vitamini sentez edebilirler.
Askorbik asit ince bağırsaklardan kolay kolay emilir.Hücre zarından geçerken dehidroaskorbik asit formunda olur, bu lipidde çözünebilen biçimidir. Hücre içine girdikten daha sonra askorbik aside indirgenir.İnsan kan plazmasında %1 mg ölçüsünde bulunur.
Askorbik asit, birtakım oksidoredüksiyon olaylarında kosubstrat (enzime gevşek bağlanan kofaktör) olarak iş yapar. C vitamini tirozin metabolizmasında dopaminden noradrenalin sentezi, karnitin biyosentezi, kolesterolden primer safra asitlerinin sentezi, kollajen sentezinde prolinin hidroksilasyonu, folik asidin H4-folata enzimatik indirgenmesi olaylarında nazaranv alır. Ayrıyeten demirin ince bağırsaklardan emiliminde tesirlidir. Demir depolarının mobilizasyonunda tesirlidir. Glukoz metabolizmasında glukozdan glukojen oluşumunda tesirlidir. Ayrıyeten C vitamininin epeyce bilinmeyen bir özelliği de antienfeksiyöz tesirdir.
Ortodoks tıp yaklaşımına göre bireylerin günlük c vitamini muhtaçlığı 30-40 mg olarak kabul edilir. Aslında bu sayı epey düşüktür. C vitamini üreten başka canlılara orantılandığında sağlıklı bir insanın günlük alması gereken C vitamin ölçüsünün 10 000 – 12 000 mg civarında olması gerektiğidir. Bilhassa mitokondrilerde güç üretimi sırasında oluşan tepkiler sonunda oluşan hür radikallerin etkisizleştirilmesi için yüksek doz c vitaminine gereksinim vardır. C vitamini ile ilgili çalışmaları ile ön plana çıkan Dr.Robert F. Cathcart 1969 yılında şahıslarda dışkılarında oluşan gevşemeyi baz alarak muhtaçlık duydukları C vitamini dozunun değiştiğini gözlemledi.Bu bireylerdeki bir enfeksiyon durumu ya da hür radikal fazlalığından kaynaklı olabilir. Fakat olağan bir sağlıklı beşerde dışkıda gevşeme 10 000- 12 000 mg dozlarında görülürken, tıpkı kişi de bir enfeksiyon var sa bu doz 10 katına kadar artabilmektedir. Bu da bireyleri tedavi edecek dozu tesbitte kullanılabilecek bir usuldür. Bağırsak tolerans titrasyon testi olarak isimlendirilen bu prosedür ile günlük muhtaçlık duyulan c vitamini dozlarını tespit etmek mümkündür ve bu dozlar mutlaka mg güzeyinde değildir.
Yüksek dozda kullanılan İV c vitamini ( sodyum askorbat ) ishale niye olmaz. İshal oluşturan tesir , oral alınan ve kalın barsağa ulaşan c vitamininin su çekerek oluşturduğu hipertonik durumdan kaynaklanır. Aslında kullanım sırasında İV kullanılan sodyum askorbatın , makanizması bilinmemekle birlikte oral olarak kullanılan askorbik aside toleransı artırdığını göstermektedir.
C vitamini tesirleri ;
Kollajen üretimini aktive eder.
Soğuk algınlığı başta olmak üzere viral ve bakteriyel rahatsızlıklarda tesirlidir.
Çok inançlıdır. Bilinen toksik dozu yoktur.
Kronik rahatsızlıklarda destekleyicidir.
Detoks için gereklidir.Toksin yükünü azaltmaya yardımcı olur.
Yeterli bir antioksidan ve antienflamatuardır.
Sağlıklı bir cilt ve kemik sıhhati için vazgeçilmezdir.
Histamin intoleransı tesirlidir.
Yüksek doz C vitamini, kanser önleyici ve tedavi edici tesirlere sahiptir.
Beyin sıhhati için hayatidir.
Oksitosin salınımını artırır.
Kişlerdeki tasayı azaltıcı tesiri vardır.
Depresyonu üzerine tesirlidir.
Dopaminin norepinefrine dönüşümü için gereklidir.
Yaşla bağlantılı bilişsel eksiklikleri yavaşlatır.
Troid aktivitesini artırır.
Hipertansiyonu düşürmekte tesirlidir.
Damar esnekliğini ve bütünlüğünü sağlayarak kan akışını düzenler.
Bağışıklığı güçlendirir.
Akciğerleri oksidatif gerilimin olumsuz tesirine karşı korur.
Mitokondriyi oksidatif hasara karşı korur.
Fizikî performansı artırır.
Kan şekeri ve lipid ölçüsünü azaltır.
Obesite de tesirlidir.
Sigaranın olumsuz tesirlerine karşı bedeni korur.
Sperm kalitesini artırır.
Kortizol ölçüsünü düşürür.
Katarakt oluşumunu engelleyebilir.
C vitamininin bilinen tek yan tesiri dışkıdaki gevşemedir. C vitamini, pek düşük toksisite stantlar. Farelerde yapılan çalışmada , LD50 (Ölümcül dozun yüzde % 50’si) 11900 mg / kg olarak rapor edilmiştir. Bunu 70 kg’lık bir insan için uyarladığınızda, o kişiyi öldürme bahtının % 50 olması için 833.000 mg C vitamininin alınması gerektiği manasına gelir. birebir vakitte, C vitamini oral yoldan verildiğinde mevtle sonuçlanan hiç bir olay rapor edilmemiştir. Zira büyük ölçüde vitamin diyare yol açar ve emilmez. Bir insanı öldürme bahtını yakalayabilmek için çok ölçüde C vitamini süratle IV enjekte edilmelidir. Ama bilhassa yüksek doz İV tedaviler uygulayan Dr. Robert Cathcart , 250 gram C vitaminin intravenöz dozlarını kullandı ve hiç bir sıkıntıyla karşılaşmadığını bildirdi.Amerika da The Council for Responsible Nutrition, süreksiz ishale dayanarak 2 gramlık bir Üst Seviye C vitamin dozu belirlemiştir. Ama kişinin sahip olduğu rahatsızlığa nazaran bağırsakların tolere edilebildiği C vitamini ölçüleri değişmektedir. Bu ölçü 100 gram /gün seviyelerine çıkabilmektedir. Bunlar göz önünde bulundurulduğunda oral yüksek doz c vitamin kullanmak büsbütün inançlıdır.
Genetik bir eksiklik olan Glukoz-6-fosfat dehidrojenaz enzimi (G6PD) düzeylerinin yetersiz olması durumunda c vitamini kullanması hemolitik anemiye niye olabilir. Yüksek doz intravenöz yahut oral C vitamini tedavisi öncesi. G6PD eksikliği için test yapılmalıdır .Yüksek doz C vitamini kullanılması gereken durumlarda potansiyel bir kollayıcı faktör olarak yüksek doz E Vitamini önerilmiştir, lakin bu durumlarda c vitamini kullanmamak genel kabul goren yaklaşımdır.
C vitamini biroldukça toksin, kimyasal ve infeksiyoz casus üzerine tesirlidir.Bu niçinle unsura mahsus ve güvenilirliği kanıtlanmamış bir antidot kullanmak yerine bütün hepsine tesir edebilecek ve fazlaca inançlı yüksek dozda kullanabilecek bir esere sahip olmak kıymet biçilmez kıymettedir. Akut enfeksiyonlarda ve toksik zehirlenmelerde c vitamini ile fazlaca başarılı sonuçlar alınabilir.C vitamini yüksek dozunu kullanırken yalnızca yapılması gereken Ortodoks tıbbının oluşturduğu dehşetlerden sıyrılabilmektir. Gripal enfeksiyon için 100 gr seviyelerinde c vitamini kullanmak, antibiyotik yahut gibisi casus kullanmaya göre epeyce efektif ve tesirli olmasının yanında bedende hiç bir olumsuz tesir oluşturmaması açısından da kıymetlidir. Viral casuslar üzerine tesiri ile eşsizdir ve tedavi edilemeyen hastalıkları tedavi etmenize imkan sağlar.
Yüksek doz kan c vitamin seviyeleri tüm niçinlerden oluşabilecek mevt riskini azaltır. Bu savlı bir cümledir. Lakin C vitamini bedende yaptığı işlerden dolayı bu tezli tanımlamayı hakeder. Ayrıyeten C vitaminini hastayı değerlendirmeden kullanmak , hastada bir güvenlik sorunu oluşturmadığı üzere , birfazlaca olumlu faali n oluşmasını sağlar. Tahminen de C vitamini sağladığı olumlu sonuçlar ve bedene hiç bir ziyan vermemesi manasında eşsiz bir tedavi eseridir.
C vitamininin kanser hücrelerini artırdığına yönelik argümanların dayandırıldığı çalışmalar labratuar ölçekli olup, beşerler üzerinde ispatlanmış çalışmalar değildir.Bu savın doğruluğunu ispatlamaya yönelik yapılması gereken daha epey çalışma vardır.
C vitamini katiyen karaciğere ya da öteki bir organa ziyan vermez.
Askorbik asit ince bağırsaklardan kolay kolay emilir.Hücre zarından geçerken dehidroaskorbik asit formunda olur, bu lipidde çözünebilen biçimidir. Hücre içine girdikten daha sonra askorbik aside indirgenir.İnsan kan plazmasında %1 mg ölçüsünde bulunur.
Askorbik asit, birtakım oksidoredüksiyon olaylarında kosubstrat (enzime gevşek bağlanan kofaktör) olarak iş yapar. C vitamini tirozin metabolizmasında dopaminden noradrenalin sentezi, karnitin biyosentezi, kolesterolden primer safra asitlerinin sentezi, kollajen sentezinde prolinin hidroksilasyonu, folik asidin H4-folata enzimatik indirgenmesi olaylarında nazaranv alır. Ayrıyeten demirin ince bağırsaklardan emiliminde tesirlidir. Demir depolarının mobilizasyonunda tesirlidir. Glukoz metabolizmasında glukozdan glukojen oluşumunda tesirlidir. Ayrıyeten C vitamininin epeyce bilinmeyen bir özelliği de antienfeksiyöz tesirdir.
Ortodoks tıp yaklaşımına göre bireylerin günlük c vitamini muhtaçlığı 30-40 mg olarak kabul edilir. Aslında bu sayı epey düşüktür. C vitamini üreten başka canlılara orantılandığında sağlıklı bir insanın günlük alması gereken C vitamin ölçüsünün 10 000 – 12 000 mg civarında olması gerektiğidir. Bilhassa mitokondrilerde güç üretimi sırasında oluşan tepkiler sonunda oluşan hür radikallerin etkisizleştirilmesi için yüksek doz c vitaminine gereksinim vardır. C vitamini ile ilgili çalışmaları ile ön plana çıkan Dr.Robert F. Cathcart 1969 yılında şahıslarda dışkılarında oluşan gevşemeyi baz alarak muhtaçlık duydukları C vitamini dozunun değiştiğini gözlemledi.Bu bireylerdeki bir enfeksiyon durumu ya da hür radikal fazlalığından kaynaklı olabilir. Fakat olağan bir sağlıklı beşerde dışkıda gevşeme 10 000- 12 000 mg dozlarında görülürken, tıpkı kişi de bir enfeksiyon var sa bu doz 10 katına kadar artabilmektedir. Bu da bireyleri tedavi edecek dozu tesbitte kullanılabilecek bir usuldür. Bağırsak tolerans titrasyon testi olarak isimlendirilen bu prosedür ile günlük muhtaçlık duyulan c vitamini dozlarını tespit etmek mümkündür ve bu dozlar mutlaka mg güzeyinde değildir.
Yüksek dozda kullanılan İV c vitamini ( sodyum askorbat ) ishale niye olmaz. İshal oluşturan tesir , oral alınan ve kalın barsağa ulaşan c vitamininin su çekerek oluşturduğu hipertonik durumdan kaynaklanır. Aslında kullanım sırasında İV kullanılan sodyum askorbatın , makanizması bilinmemekle birlikte oral olarak kullanılan askorbik aside toleransı artırdığını göstermektedir.
C vitamini tesirleri ;
Kollajen üretimini aktive eder.
Soğuk algınlığı başta olmak üzere viral ve bakteriyel rahatsızlıklarda tesirlidir.
Çok inançlıdır. Bilinen toksik dozu yoktur.
Kronik rahatsızlıklarda destekleyicidir.
Detoks için gereklidir.Toksin yükünü azaltmaya yardımcı olur.
Yeterli bir antioksidan ve antienflamatuardır.
Sağlıklı bir cilt ve kemik sıhhati için vazgeçilmezdir.
Histamin intoleransı tesirlidir.
Yüksek doz C vitamini, kanser önleyici ve tedavi edici tesirlere sahiptir.
Beyin sıhhati için hayatidir.
Oksitosin salınımını artırır.
Kişlerdeki tasayı azaltıcı tesiri vardır.
Depresyonu üzerine tesirlidir.
Dopaminin norepinefrine dönüşümü için gereklidir.
Yaşla bağlantılı bilişsel eksiklikleri yavaşlatır.
Troid aktivitesini artırır.
Hipertansiyonu düşürmekte tesirlidir.
Damar esnekliğini ve bütünlüğünü sağlayarak kan akışını düzenler.
Bağışıklığı güçlendirir.
Akciğerleri oksidatif gerilimin olumsuz tesirine karşı korur.
Mitokondriyi oksidatif hasara karşı korur.
Fizikî performansı artırır.
Kan şekeri ve lipid ölçüsünü azaltır.
Obesite de tesirlidir.
Sigaranın olumsuz tesirlerine karşı bedeni korur.
Sperm kalitesini artırır.
Kortizol ölçüsünü düşürür.
Katarakt oluşumunu engelleyebilir.
C vitamininin bilinen tek yan tesiri dışkıdaki gevşemedir. C vitamini, pek düşük toksisite stantlar. Farelerde yapılan çalışmada , LD50 (Ölümcül dozun yüzde % 50’si) 11900 mg / kg olarak rapor edilmiştir. Bunu 70 kg’lık bir insan için uyarladığınızda, o kişiyi öldürme bahtının % 50 olması için 833.000 mg C vitamininin alınması gerektiği manasına gelir. birebir vakitte, C vitamini oral yoldan verildiğinde mevtle sonuçlanan hiç bir olay rapor edilmemiştir. Zira büyük ölçüde vitamin diyare yol açar ve emilmez. Bir insanı öldürme bahtını yakalayabilmek için çok ölçüde C vitamini süratle IV enjekte edilmelidir. Ama bilhassa yüksek doz İV tedaviler uygulayan Dr. Robert Cathcart , 250 gram C vitaminin intravenöz dozlarını kullandı ve hiç bir sıkıntıyla karşılaşmadığını bildirdi.Amerika da The Council for Responsible Nutrition, süreksiz ishale dayanarak 2 gramlık bir Üst Seviye C vitamin dozu belirlemiştir. Ama kişinin sahip olduğu rahatsızlığa nazaran bağırsakların tolere edilebildiği C vitamini ölçüleri değişmektedir. Bu ölçü 100 gram /gün seviyelerine çıkabilmektedir. Bunlar göz önünde bulundurulduğunda oral yüksek doz c vitamin kullanmak büsbütün inançlıdır.
Genetik bir eksiklik olan Glukoz-6-fosfat dehidrojenaz enzimi (G6PD) düzeylerinin yetersiz olması durumunda c vitamini kullanması hemolitik anemiye niye olabilir. Yüksek doz intravenöz yahut oral C vitamini tedavisi öncesi. G6PD eksikliği için test yapılmalıdır .Yüksek doz C vitamini kullanılması gereken durumlarda potansiyel bir kollayıcı faktör olarak yüksek doz E Vitamini önerilmiştir, lakin bu durumlarda c vitamini kullanmamak genel kabul goren yaklaşımdır.
C vitamini biroldukça toksin, kimyasal ve infeksiyoz casus üzerine tesirlidir.Bu niçinle unsura mahsus ve güvenilirliği kanıtlanmamış bir antidot kullanmak yerine bütün hepsine tesir edebilecek ve fazlaca inançlı yüksek dozda kullanabilecek bir esere sahip olmak kıymet biçilmez kıymettedir. Akut enfeksiyonlarda ve toksik zehirlenmelerde c vitamini ile fazlaca başarılı sonuçlar alınabilir.C vitamini yüksek dozunu kullanırken yalnızca yapılması gereken Ortodoks tıbbının oluşturduğu dehşetlerden sıyrılabilmektir. Gripal enfeksiyon için 100 gr seviyelerinde c vitamini kullanmak, antibiyotik yahut gibisi casus kullanmaya göre epeyce efektif ve tesirli olmasının yanında bedende hiç bir olumsuz tesir oluşturmaması açısından da kıymetlidir. Viral casuslar üzerine tesiri ile eşsizdir ve tedavi edilemeyen hastalıkları tedavi etmenize imkan sağlar.
Yüksek doz kan c vitamin seviyeleri tüm niçinlerden oluşabilecek mevt riskini azaltır. Bu savlı bir cümledir. Lakin C vitamini bedende yaptığı işlerden dolayı bu tezli tanımlamayı hakeder. Ayrıyeten C vitaminini hastayı değerlendirmeden kullanmak , hastada bir güvenlik sorunu oluşturmadığı üzere , birfazlaca olumlu faali n oluşmasını sağlar. Tahminen de C vitamini sağladığı olumlu sonuçlar ve bedene hiç bir ziyan vermemesi manasında eşsiz bir tedavi eseridir.
C vitamininin kanser hücrelerini artırdığına yönelik argümanların dayandırıldığı çalışmalar labratuar ölçekli olup, beşerler üzerinde ispatlanmış çalışmalar değildir.Bu savın doğruluğunu ispatlamaya yönelik yapılması gereken daha epey çalışma vardır.
C vitamini katiyen karaciğere ya da öteki bir organa ziyan vermez.