DealBook haber bülteni, her hafta sonu tek bir konuyu veya temayı derinlemesine inceleyerek, iş dünyasındaki önemli bir konunun daha iyi anlaşılmasını sağlayan raporlama ve analizler sunar. Günlük bülteni henüz almadıysanız, buradan kaydol .
Biden yönetimi, büyük teknoloji şirketlerini dizginlemeyi öncelik haline getirdi. Belki de en güçlü sinyal, hükümetin en iyi antitröst uygulayıcılarını seçmesiydi: Adalet Bakanlığı’ndaki antitröst bölümü başkanı Jonathan Kanter ve Federal Ticaret Komisyonu başkanı Lina Khan.
Her ikisi de yaptırımı sertleştirmek ve antitröst doktrinini esnetmek isteyen ilericiler. Bayan Khan’ın yönetiminde FTC, teknoloji endüstrisinin devlerinin daha da büyümesini önlemek için antitröst cephaneliğinde hızlı bir saldırı aracı olan satın almalara agresif bir şekilde meydan okudu.
Perşembe günü ajans, Microsoft’un son on yılların en büyük teknoloji anlaşması olacak olan görüntü oyun üreticisi Activision Blizzard’ı 69 milyar dolara satın almasını engellemek için dava açtı. Ve aynı gün, Meta’nın nispeten küçük bir satın alımını durdurmak için yeni bir argüman ortaya attı ve bir Kaliforniya mahkemesinde Facebook’un ana şirketi tarafından yapılan 400 milyon dolarlık anlaşmanın gelişmekte olan sanal gerçeklik uygulamaları pazarındaki gelecekteki rekabete zarar vereceğini savundu.
Kurumsal bir satın almayı durdurmak bir şeydir. Ancak Biden yönetiminin antitröst uygulayıcıları için daha büyük gündem, Big Tech’i tekelcilere zorbalık yapmakla suçlayan büyük davaları içeriyor. Bu davalar, uzun süreli belge toplama, ifade alma ve mahkeme salonundaki tartışmaları içerir.
Örneğin, Adalet Bakanlığı bir yılı aşkın bir süredir Google’ın çevrimiçi isim teknolojisindeki hakimiyetini rekabeti bastırmak için kötüye kullanıp kullanmadığını araştırıyor. Nihai bir karar verilmedi, ancak dava önümüzdeki aylarda devam ederse, davanın mahkemelerden geçmesi büyük olasılıkla yıllar alabilir. Risk, yalnızca söz konusu isim teknolojisinin geçerliliğini yitirmiş olması değil, aynı zamanda mevcut ve olası rakiplerin pazarı terk etmiş veya pazardan kaçmış olmalarıdır.
Büyük Teknoloji hakkında daha fazlası
Hükümet bu davaları kazanırsa, mahkeme bir şirketin tasfiyesine veya davranışlarında kalıcı değişikliklere karar verebilir. Ama bunlar maliyetli, yüksek riskli meşru girişimlerdir.
Bazı antitröst uzmanları ve milletvekilleri, dev teknoloji şirketlerinin pazar güçlerini kötüye kullanmamalarını sağlamanın başka bir yolu olduğunu söylüyor. En büyük Amerikan bankaları, federal düzenleyiciler tarafından “sistemik olarak önemli finansal kurumlar” olarak sınıflandırılır ve daha sıkı incelemeye tabi tutulur. Ve büyük telekomünikasyon şirketleri, kendi ağlarına diğer şirketlerin erişimine izin verme yükümlülükleri olan “ortak taşıyıcılar” olarak belirlenir. Benzer bir yaklaşımın Big Tech için işe yarayabileceğini söylüyorlar.
Yalnızca antitröst yasalarına ve mahkemelere güvenmek yerine, özellikle teknoloji devleri için geçerli olan yeni kurallar, pazar güçlerini kullanıcıları ürün ve hizmetlerine yönlendirmek için adil olmayan bir şekilde kullanmalarını önleyebilir. Örneğin, bu tür kurallar, şirketlerin platformlarına açık ve adil erişim sunmasını, yeni girenlerle veri paylaşımını etkinleştirmesini ve tüketicilere veri taşınabilirliği sunmasını gerektirebilir.
Kongrede, yeni kural ve düzenlemelerin kabul edilmesi için bir miktar ivme olmuştur. Minnesota Senatörü Amy Klobuchar, “Dijital çağ için rekabet yasalarımızı güncellemenin zamanı geldi,” dedi.
AB ve İngiltere başı çekiyor
Bayan Klobuchar ve Iowa’dan Senatör Charles E. Grassley tarafından geçen yıl sunulan bir yasa tasarısı, Alphabet’in sahibi olduğu Amazon, Apple, Facebook ve Google olmak üzere dört teknoloji şirketini ayırdı ve hizmetlerine rakiplerine göre öncelik vermelerini yasaklamayı amaçladı. Tasarı iki partinin de desteğini aldı ve Adalet Bakanlığı tarafından onaylandı. Ancak şirketler yasaya karşı kulis yapmak için milyonlar harcadıktan sonra yasa Senato’da durdu.
Bir Colorado Demokratı olan Senatör Michael Bennet, ek gözetime tabi “sistemik olarak önemli dijital platformları” belirleyebilecek – finans için Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu ve telekom için Federal İletişim Komisyonu’na benzer – bir Dijital Platform Komisyonu oluşturmak için yasa çıkardı. .
Avrupa Birliği ve Britanya’da yasa koyucular, Big Tech’in gücünü sınırlamak için yasa çıkarmada daha başarılı oldular. Avrupa Parlamentosu’nun Dijital Piyasalar Yasası geçen ay yürürlüğe girdi. “Bekçi” olarak gördüğü şirketlere uygulanacak kuralların ve yükümlülüklerin bir listesini içerir ve nasıl uyulacağını bu şirketlere bırakır. 2024 yılına kadar, düzenleyiciler bir şirketin önerdiği adımları yetersiz bulursa, dünya çapındaki gelirinin yüzde 10’una kadar para cezasına çarptırılabilir ve hatta bir ayrılma kararıyla karşı karşıya kalabilir. (Avrupa’nın antitröst yetkilileri de Microsoft-Activision anlaşmasını inceliyorlar.)
İngiltere’nin, büyük teknoloji şirketlerine taahhütlerini belirlemede daha fazla rol veren farklı bir modeli var. Davranış kurallarını denetlemek için bir Dijital Pazarlar Birimi kurdu ve her şirkete özel kurallar geliştirdi. Yeni başbakan Rishi Sunak, Maliye Bakanı olarak düzenleyici kavramın destekçisiydi ve mevcut parlamento oturumunda ayrımcılık yasağı kurallarını ve dijital pazarlar biriminin uygulama görevlerini açıklayan yasanın çıkması bekleniyor.
Yale School of Management’ta ekonomist olan Fiona Scott Morton, AB üye devletlerinde ve Britanya’daki düzenleyici deneylerin Amerikan politikasını ve mahkeme emriyle çareleri bilgilendirmeye yardımcı olabileceğini söyledi.
Obama yönetiminde bir antitröst yetkilisi olan Bayan Scott Morton, “Neyin işe yaradığını seçebilir ve seçebiliriz” dedi.
‘Büyük teknoloji oyuncuları için bir pencere’
Destekçiler, zorunlu veri paylaşımı ve birlikte çalışabilirliğin tüketiciler için daha fazla rekabet ve yeni teklifler getirebileceğini söylüyor. Örneğin, alışveriş yapanlar Amazon’dan geçmiş satın alma geçmişlerini alabilir ve başka bir mağazadan tavsiyelerini iyileştirmek için kullanabilirler. Ya da mahremiyet bilincine sahip kullanıcılara hitap eden yeni bir sosyal ağ, Facebook’a kişisel bilgilerini vermeden bir kişiyi Facebook arkadaşlarına bağlayabilir. Daha genel olarak, savunucular, büyük dijital platformlara kesintisiz ara bağlantının, platformların üzerinde ürün ve hizmetler geliştiren girişimciler için bir nimet olabileceğini ve teknoloji devleri arasında daha fazla rekabeti teşvik edebileceğini söylüyor.
Ve baskın şirketlerin atamaları değişken olabilir. Berkeley’deki California Üniversitesi’nde ekonomist ve Adalet Bakanlığı antitröst bölümünde eski bir üst düzey yetkili olan Carl Shapiro, “Pazar ve teknolojideki değişimlerden sonra şirketlerin ve hizmetlerin listeden çıkabileceği bir sistem istiyorsunuz” dedi. Obama yönetiminde.
Aynı zamanda Başkan Barack yönetimindeki antitröst bölümünde üst düzey bir yetkili olan Yine Kimmelman, hükümet Big Tech’e karşı mahkemede galip gelse bile, Google’ın aramada yerini alma veya Amazon’un e-ticarette de yönetilen bir şirket haline gelme şansının düşük olduğunu söyledi. Obama. “Ancak bu pazarlarda daha fazla rekabet gerilimi ve karıştır ve eşleştir teknolojileri için daha fazla açılım yaratabilirsiniz.”
Teknoloji şirketleri, aşırı kapsamlı düzenlemelerin inovasyonu yavaşlatabileceği, yatırımı azaltabileceği ve ürün geliştirmeyi engelleyebileceği, ürün ve hizmetlerinin kullanımını daha zor ve daha az kullanışlı hale getirebileceği konusunda uyarıda bulunuyor. Ayrıca düzenleyiciler rekabet, mahremiyet ve içerik denetimini içeren takasları dikkatli bir şekilde tartmazlarsa istenmeyen sonuçların olabileceğini söylüyorlar. Örneğin, bir kişinin bilgilerini alan kuruluşlarda güvenlik daha az katıysa, zorunlu veri paylaşımı mahremiyeti baltalayabilir.
Avrupa Birliği ve Britanya’da şirketlerin düzenleme yoluna girmekten başka seçeneği yok. Direnmektense katılmak daha iyidir. Dijital Piyasalar Yasası’nda bile “düzenleyici diyalog” için bir hüküm vardır ve yasanın uygulanma şeklini değiştirmek için biraz yer bırakır.
Büyük teknoloji şirketleri için potansiyel getiri, gelecek için rekabet kurallarına sahip olmalarıdır – şirketlerin yaşayabileceği ve dünya çapındaki hükümet düzenleyicilerinin kabul edebileceği bir davranış kuralları.
Dört yönetimde antitröst yetkilisi ve telekomünikasyon düzenleyicisi olarak görev yapan Washington’lu bir avukat olan Philip Verveer, daha fazla düzenlemenin aslında büyük teknoloji şirketlerini rahatlatabileceğini söyledi.
“Bunu büyük teknoloji oyuncuları için bir pencere olarak hayal edebilirsiniz,” dedi Bay Verveer, “isterlerse işleri halletmek için bir fırsat.”
Ne düşünüyorsun? Bize bildirin:[email protected].
Biden yönetimi, büyük teknoloji şirketlerini dizginlemeyi öncelik haline getirdi. Belki de en güçlü sinyal, hükümetin en iyi antitröst uygulayıcılarını seçmesiydi: Adalet Bakanlığı’ndaki antitröst bölümü başkanı Jonathan Kanter ve Federal Ticaret Komisyonu başkanı Lina Khan.
Her ikisi de yaptırımı sertleştirmek ve antitröst doktrinini esnetmek isteyen ilericiler. Bayan Khan’ın yönetiminde FTC, teknoloji endüstrisinin devlerinin daha da büyümesini önlemek için antitröst cephaneliğinde hızlı bir saldırı aracı olan satın almalara agresif bir şekilde meydan okudu.
Perşembe günü ajans, Microsoft’un son on yılların en büyük teknoloji anlaşması olacak olan görüntü oyun üreticisi Activision Blizzard’ı 69 milyar dolara satın almasını engellemek için dava açtı. Ve aynı gün, Meta’nın nispeten küçük bir satın alımını durdurmak için yeni bir argüman ortaya attı ve bir Kaliforniya mahkemesinde Facebook’un ana şirketi tarafından yapılan 400 milyon dolarlık anlaşmanın gelişmekte olan sanal gerçeklik uygulamaları pazarındaki gelecekteki rekabete zarar vereceğini savundu.
Kurumsal bir satın almayı durdurmak bir şeydir. Ancak Biden yönetiminin antitröst uygulayıcıları için daha büyük gündem, Big Tech’i tekelcilere zorbalık yapmakla suçlayan büyük davaları içeriyor. Bu davalar, uzun süreli belge toplama, ifade alma ve mahkeme salonundaki tartışmaları içerir.
Örneğin, Adalet Bakanlığı bir yılı aşkın bir süredir Google’ın çevrimiçi isim teknolojisindeki hakimiyetini rekabeti bastırmak için kötüye kullanıp kullanmadığını araştırıyor. Nihai bir karar verilmedi, ancak dava önümüzdeki aylarda devam ederse, davanın mahkemelerden geçmesi büyük olasılıkla yıllar alabilir. Risk, yalnızca söz konusu isim teknolojisinin geçerliliğini yitirmiş olması değil, aynı zamanda mevcut ve olası rakiplerin pazarı terk etmiş veya pazardan kaçmış olmalarıdır.
Büyük Teknoloji hakkında daha fazlası
- Microsoft:Federal Ticaret Komisyonu, teknoloji endüstrisinin devlerinin gücünü kontrol etmek için federal düzenleyiciler tarafından on yıllardır alınan en agresif eylemlerden birinde, şirketin görüntü oyun yapımcısı Activision Blizzard’ı 69 milyar dolara satın almasını engellemek için dava açtı.
- Meta:Biden yönetimi, satın almanın “tekel oluşturacağını” savunarak Facebook ana şirketinin bir sanal gerçeklik uygulama geliştiricisi satın almasını engellemeye çalışıyor.
- Elma: Apple’ın Çin’in Zhengzhou şehrinde bulunan en büyük iPhone fabrikası işçi sıkıntısı çekiyor. Şimdi, bu tesis beklenmedik bir kaynaktan yardım alıyor: Çin hükümeti.
- Amazon:Şirket, kurumsal ve teknolojik işlerde yaklaşık 10.000 kişiyi işten çıkarmaya hazırlanıyor, bu da şirket tarihindeki en büyük kesinti olacak.
Hükümet bu davaları kazanırsa, mahkeme bir şirketin tasfiyesine veya davranışlarında kalıcı değişikliklere karar verebilir. Ama bunlar maliyetli, yüksek riskli meşru girişimlerdir.
Bazı antitröst uzmanları ve milletvekilleri, dev teknoloji şirketlerinin pazar güçlerini kötüye kullanmamalarını sağlamanın başka bir yolu olduğunu söylüyor. En büyük Amerikan bankaları, federal düzenleyiciler tarafından “sistemik olarak önemli finansal kurumlar” olarak sınıflandırılır ve daha sıkı incelemeye tabi tutulur. Ve büyük telekomünikasyon şirketleri, kendi ağlarına diğer şirketlerin erişimine izin verme yükümlülükleri olan “ortak taşıyıcılar” olarak belirlenir. Benzer bir yaklaşımın Big Tech için işe yarayabileceğini söylüyorlar.
Yalnızca antitröst yasalarına ve mahkemelere güvenmek yerine, özellikle teknoloji devleri için geçerli olan yeni kurallar, pazar güçlerini kullanıcıları ürün ve hizmetlerine yönlendirmek için adil olmayan bir şekilde kullanmalarını önleyebilir. Örneğin, bu tür kurallar, şirketlerin platformlarına açık ve adil erişim sunmasını, yeni girenlerle veri paylaşımını etkinleştirmesini ve tüketicilere veri taşınabilirliği sunmasını gerektirebilir.
Kongrede, yeni kural ve düzenlemelerin kabul edilmesi için bir miktar ivme olmuştur. Minnesota Senatörü Amy Klobuchar, “Dijital çağ için rekabet yasalarımızı güncellemenin zamanı geldi,” dedi.
AB ve İngiltere başı çekiyor
Bayan Klobuchar ve Iowa’dan Senatör Charles E. Grassley tarafından geçen yıl sunulan bir yasa tasarısı, Alphabet’in sahibi olduğu Amazon, Apple, Facebook ve Google olmak üzere dört teknoloji şirketini ayırdı ve hizmetlerine rakiplerine göre öncelik vermelerini yasaklamayı amaçladı. Tasarı iki partinin de desteğini aldı ve Adalet Bakanlığı tarafından onaylandı. Ancak şirketler yasaya karşı kulis yapmak için milyonlar harcadıktan sonra yasa Senato’da durdu.
Bir Colorado Demokratı olan Senatör Michael Bennet, ek gözetime tabi “sistemik olarak önemli dijital platformları” belirleyebilecek – finans için Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu ve telekom için Federal İletişim Komisyonu’na benzer – bir Dijital Platform Komisyonu oluşturmak için yasa çıkardı. .
Avrupa Birliği ve Britanya’da yasa koyucular, Big Tech’in gücünü sınırlamak için yasa çıkarmada daha başarılı oldular. Avrupa Parlamentosu’nun Dijital Piyasalar Yasası geçen ay yürürlüğe girdi. “Bekçi” olarak gördüğü şirketlere uygulanacak kuralların ve yükümlülüklerin bir listesini içerir ve nasıl uyulacağını bu şirketlere bırakır. 2024 yılına kadar, düzenleyiciler bir şirketin önerdiği adımları yetersiz bulursa, dünya çapındaki gelirinin yüzde 10’una kadar para cezasına çarptırılabilir ve hatta bir ayrılma kararıyla karşı karşıya kalabilir. (Avrupa’nın antitröst yetkilileri de Microsoft-Activision anlaşmasını inceliyorlar.)
İngiltere’nin, büyük teknoloji şirketlerine taahhütlerini belirlemede daha fazla rol veren farklı bir modeli var. Davranış kurallarını denetlemek için bir Dijital Pazarlar Birimi kurdu ve her şirkete özel kurallar geliştirdi. Yeni başbakan Rishi Sunak, Maliye Bakanı olarak düzenleyici kavramın destekçisiydi ve mevcut parlamento oturumunda ayrımcılık yasağı kurallarını ve dijital pazarlar biriminin uygulama görevlerini açıklayan yasanın çıkması bekleniyor.
Yale School of Management’ta ekonomist olan Fiona Scott Morton, AB üye devletlerinde ve Britanya’daki düzenleyici deneylerin Amerikan politikasını ve mahkeme emriyle çareleri bilgilendirmeye yardımcı olabileceğini söyledi.
Obama yönetiminde bir antitröst yetkilisi olan Bayan Scott Morton, “Neyin işe yaradığını seçebilir ve seçebiliriz” dedi.
‘Büyük teknoloji oyuncuları için bir pencere’
Destekçiler, zorunlu veri paylaşımı ve birlikte çalışabilirliğin tüketiciler için daha fazla rekabet ve yeni teklifler getirebileceğini söylüyor. Örneğin, alışveriş yapanlar Amazon’dan geçmiş satın alma geçmişlerini alabilir ve başka bir mağazadan tavsiyelerini iyileştirmek için kullanabilirler. Ya da mahremiyet bilincine sahip kullanıcılara hitap eden yeni bir sosyal ağ, Facebook’a kişisel bilgilerini vermeden bir kişiyi Facebook arkadaşlarına bağlayabilir. Daha genel olarak, savunucular, büyük dijital platformlara kesintisiz ara bağlantının, platformların üzerinde ürün ve hizmetler geliştiren girişimciler için bir nimet olabileceğini ve teknoloji devleri arasında daha fazla rekabeti teşvik edebileceğini söylüyor.
Ve baskın şirketlerin atamaları değişken olabilir. Berkeley’deki California Üniversitesi’nde ekonomist ve Adalet Bakanlığı antitröst bölümünde eski bir üst düzey yetkili olan Carl Shapiro, “Pazar ve teknolojideki değişimlerden sonra şirketlerin ve hizmetlerin listeden çıkabileceği bir sistem istiyorsunuz” dedi. Obama yönetiminde.
Aynı zamanda Başkan Barack yönetimindeki antitröst bölümünde üst düzey bir yetkili olan Yine Kimmelman, hükümet Big Tech’e karşı mahkemede galip gelse bile, Google’ın aramada yerini alma veya Amazon’un e-ticarette de yönetilen bir şirket haline gelme şansının düşük olduğunu söyledi. Obama. “Ancak bu pazarlarda daha fazla rekabet gerilimi ve karıştır ve eşleştir teknolojileri için daha fazla açılım yaratabilirsiniz.”
Teknoloji şirketleri, aşırı kapsamlı düzenlemelerin inovasyonu yavaşlatabileceği, yatırımı azaltabileceği ve ürün geliştirmeyi engelleyebileceği, ürün ve hizmetlerinin kullanımını daha zor ve daha az kullanışlı hale getirebileceği konusunda uyarıda bulunuyor. Ayrıca düzenleyiciler rekabet, mahremiyet ve içerik denetimini içeren takasları dikkatli bir şekilde tartmazlarsa istenmeyen sonuçların olabileceğini söylüyorlar. Örneğin, bir kişinin bilgilerini alan kuruluşlarda güvenlik daha az katıysa, zorunlu veri paylaşımı mahremiyeti baltalayabilir.
Avrupa Birliği ve Britanya’da şirketlerin düzenleme yoluna girmekten başka seçeneği yok. Direnmektense katılmak daha iyidir. Dijital Piyasalar Yasası’nda bile “düzenleyici diyalog” için bir hüküm vardır ve yasanın uygulanma şeklini değiştirmek için biraz yer bırakır.
Büyük teknoloji şirketleri için potansiyel getiri, gelecek için rekabet kurallarına sahip olmalarıdır – şirketlerin yaşayabileceği ve dünya çapındaki hükümet düzenleyicilerinin kabul edebileceği bir davranış kuralları.
Dört yönetimde antitröst yetkilisi ve telekomünikasyon düzenleyicisi olarak görev yapan Washington’lu bir avukat olan Philip Verveer, daha fazla düzenlemenin aslında büyük teknoloji şirketlerini rahatlatabileceğini söyledi.
“Bunu büyük teknoloji oyuncuları için bir pencere olarak hayal edebilirsiniz,” dedi Bay Verveer, “isterlerse işleri halletmek için bir fırsat.”
Ne düşünüyorsun? Bize bildirin:[email protected].